Melopeonia ile Röportaj

Ece Gamze

BF-Moderatör

Neşeli, pozitif ve enerjik biriyim. Kitapsız ve filmsiz bir hayat düşünemiyorum. Gülümseme ve iletişim hayatta en önem verdiğim şeyler:)



Duygusallığı, iyi kalbi, dostluğu...

    Birkaç sene önce bloğum sayesinde tanıdığım, çok sevdiğim, birçok ortak yönümüz olan aynı zamanda sırdaşım olan canım arkadaşım😊

   Çok güzel bir röportaj yaptık kendisiyle, samimi cevaplarıyla onu daha yakından tanıdık😊


   Sözü çok uzatmadan röportaja geçelim😊


     Bize kendinizden bahseder misiniz?

   Merhaba, ben Melisa. 2017 yılında blog yazmaya başladım ve blog sitelerinin kıymetinin azalmaya başlaması ile bloğu terk eden çoğunluğun aksine geleneksel ruhuma sahip çıkarak yazmayı terk etmeyenlerdenim. Kitap okumayı, yeni kitaplar keşfetmeyi ve tavsiye üzerine yeni kitaplarla tanışmayı çok severim. Birinin çok beğendiği ve etkilendiği bir kitabı okurken onun hislerini de hissetmeye çalışarak okumaktan büyük bir haz duyarım. Ayrıca çiçeklere bayılırım, özellikle kaktüs yetiştirmek konusunda iflah olmaz bir merakım var.😊

  Bloğunuzu açmaya nasıl karar verdiniz? Blog isminizi nasıl buldunuz? En sevdiğiniz bloglar hangileri?

Aslında blog sitesini ilk kurduğumda amacım kendime dijital bir tür ajanda oluşturmaktı. Okuduklarımı, izlediklerimi ve genel anlamda duygularımı bir yerde toplamak ve arada geriye dönüp onlara göz atmaktı. Ancak zaman içerisinde farklı bloglarla etkileşim kurmak süreci daha farklı ve keyifli bir hale getirdi. Böylece blog yazma sürecini daha özverili ve özenli bir hobi haline getirdim. Blog ismim, lakabımdan yola çıkarak oluşturduğum bir isim oldu. Yakın çevrem genelde bana Melo der. Melopeonia ise sarı papatya ve Melo isminin birleşiminden doğdu. Böylece hem genel lakabım hem de eşimin bana sarı papatya demesinin bir tür birleşimi gibi… 

Sevdiğim birçok blog var, hatta birçoğu artık blog yazmıyor ama şuan için ilk aklıma gelenlerden örnek vermem gerekirse; 
Simyamist; çok sevdiğim dostumdur ve harika içerikler ürettiği için blog sitesine gerçekten hayranım. 

Yaşamdan Yazılar; Cem çok iyi biri, onun özverili ve azimli yazarlığına gıpta ediyorum. Kısa kısa yazılarla gündemi ele alması ise bloğunu keyifli bir okuma alanına dönüştürüyor. 

Kitap Keşfi; Gamze, hem arkadaşım hem de samimi ve eğlenceli diliyle okumaktan keyif aldığım bir blog sitesine sahipti. Her ne kadar artık blog adresi kullanımda olmasa da, şimdilerde instagram üzerinden yine keyifle takip ediyorum. Sevindirici kısım ise, BlogForum üzerinden başarılı işlere imza atıyor ve bizlerle paylaşıyor olması😊

     Siyaset Bilimi okudunuz, yüksek lisans yapıyorsunuz. Şu anda da teze geçtiniz. Bu bölümü isteyerek mi seçtiniz? Biraz okuldaki bu süreçlerinizden söz edebilir misiniz?

   Yüksek lisans yapmaya karar verdiğimde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okumak planlarım arasında vardı diyemem ancak hocamın tavsiyesi üzerine yöneldiğim bir bölüm oldu. Her ne kadar planladığım bir hedef olmamış olsa da okumaya başladıktan sonra iyi ki dedim. Benim için çok keyifli bir bölüm olması bir yana, örgün olarak lisansta okumamış olduğuma da bir hayli üzüldüm. Genelde planladıklarımın ardından giden biriyim ve hiç pişman olmam fakat kafamdaki yolda yürümek için diretmiş olsaydım muhtemelen bu kadar çok iyi ki ile başlayan cümle sıralayamazdım.

   Evli biri olarak okul ile dersleri idare etmekte zorlanır mıyım diye ilk zamanlar çok ikilemde kaldım ancak kendimce süreci çok iyi yönettiğimi düşünüyorum. Genel anlamda olağanüstü durumlar haricinde hiç devamsızlık yapmadım. Dersleri yakından takip ettim ve lisansta bu bölümden mezun olmadığım için eksiklerimi kapatmak için çok uğraştım. Ders kısmı benim için çok farklı deneyimler elde etmeme vesile oldu. Bir kitap kritiği yayımlama fırsatı buldum ayrıca hocamla uluslararası bir makale yazdık. Benim için çok değerliydi. Tüm bunların ardından teze geçtiğim ilk zamanlar büyük bir boşluğa düştüm. Biraz bocaladım ama teze geçme kısmı, tez konusunu belirledikten ve okumalar yapmaya başladıktan sonra daha çok heyecan verici bir hale dönüştü. Şimdilerde okumalarıma, hazırlıklarıma devam ediyorum. Tezin de ders döneminin de kendine özgü güzellikleri var. Fakat vardığım yerden ve kendimden memnunum… Ancak bu süreçte yükümü daima hafifleten, hayatın çoğu sorumluluğunu kendi üzerinde toplayan ve desteğini bir gün olsun eksik etmeyen canım eşim, o olmasa bugün bunları yazıyor olmayabilirdim. Bu vesileyle kendisine de teşekkür etmek isterim.

Siz de benim gibi kitap okumayı aşırı seviyorsunuz. Çok güzel bir kütüphaneniz var. Kitap okurken kendinize bir hedef koyuyor musunuz?

Çok teşekkür ederim!😊  Hayır, hiç hedef koymuyorum. Bir dönem bunu denedim ama o şekilde okuma yapmak, keyiften ve faydadan çok görev hissi oluşturuyor insanda. O nedenle tamamen içimden geldiği şekilde okuyanlardanım ben. Yılda bir kitap okuyacak olsam dahi, onu en verimli ve iyi şekilde değerlendirmeyi tercih ediyorum. Ben biraz kendine okur dediğimiz okurlardanım… 

     Kitap okuma alışkanlığını kazanmanızdaki en büyük etken nedir? Biraz kitap okuma sevginizden söz edebilir misiniz?

    Kitap okuma alışkanlığı benim ailemi taklit etmemle gelişti. Bizim evde her zaman sehpada bir kitap olurdu, her gün birileri muhakkak kitap okurdu. Özellikle kalın ve büyük kitapları -ki bugün hala böyle bu durum- imrenerek izler, okumaya çalışırdım. Benim merak duygumun belirginleşmesi ve zaman içerisinde talebe dönüşmesi, ailemin bana okuyabileceğim kitaplar almasına neden oldu. 
 
   Güzel ve sürükleyici kitaplarla okuma alışkanlığı edindiğim için de okumak benim için çok heyecan verici bir aktivite haline geldi. Hatta okuduğum ilk sürükleyici kitabı hatırlıyorum; Küçük Kara Balık. Okulda öğretmenimiz 2 haftalığına bize kitaplar verirdi ve ben yetiştirmek için gizlice geceleri kalkar okumaya devam ederdim yarım kalmasın diye. Okuyup hiç unutamadığım kitap da sanırım Charlie’nin Çikolata Fabrikası kitabıydı. O dönem emekli bir ailenin çocuğu olarak kitap almak önemli bir şeydi ve ben ilk kitap bittiğinde ikinci kitabı almanın hayaliyle kaç gece uykusuz kaldım, bilmiyorum 😊 Yıllar sonra filmi yapıldığında filmini de izledim ve içimde bir şeyler sızladı. 

  Şimdilerde de sürekli okuyorum. Evden çıkarken okumak için zamanım olur mu diye düşünmeden mutlaka çantama kitap alıyorum. Bankalarda, hastanede sıra beklerken zamanı kitap okuyarak değerlendiriyorum. Beni mevcut şartlardan alıp, bambaşka bir yolculuğa çıkarıyor gibi hissediyorum ve okumak benim için bir tür yolculuk oluyor… Bu hissi çok seviyorum. Akademik okumalarla kişisel okumaları beraber yürütüyorum. Bu da devamlılığı sağlamak noktasında çok faydalı oluyor benim için. 

En sevdiğiniz yazar ve kitap? Ne tür kitaplar okursunuz?

   En sevdiğim yazar kesinlikle Haruki Murakami. Onun o gerçeklik ile soyutluk arasındaki akıl almaz ve karmaşık kurgusunu okumaktan büyük bir haz duyuyorum. Her ne kadar kendisi bazı okurlar tarafından çok sevilip, bazı okurlar tarafından ise hiç tercih edilmese de… En sevdiğim kitabı için de Kumandanı Öldürmek diyebilirim. Belki de ilk Murakami kitabım olduğundan olabilir, çok severim. 
  Tür konusunda kurallarım yok. Türkçe güncel kitaplar konusunda biraz seçiciyim. Ancak roman, bilimsel eserler veya klasik ayırmaksızın iyi olan tüm kitapları okumaya çalışıyorum. Benim okumalarımda tür seçimlerim biraz da ruh halimle bağlantılı 😊 

Film ve dizi izlemeyi de seviyorsunuz. Bir tane dizi ve film önerisi istiyorum sizden.

  Tam olarak dizi demek doğru olmaz, daha ziyade sitcom tarzı ancak FRIENDS diyeceğim ben. Ben de yeri çok ayrıdır. Film içinde Korku Sokağı üçlemesi diyebilirim; özellikle 1994. 

Kedileri çok seviyorsunuz ve iki tane kediniz var, Leyla ve Aybars. Kedileri ben de çok seviyorum, Leyla daha çok aklımda kalmış, ikisi de aşırı tatlı. Kedilerinizi biraz anlatabilir misiniz? 

   Leyla 3, Aybars 7 yaşında. Daha küçük olduğundan mı, yoksa kanımı deli akıyor bilinmez; Leyla oldukça hiperaktif ve yaramaz. Aybars bebekliğinden bu yana çok sakin bir kediydi. Uyumayı ve sevilmeyi çok seviyor. Birileri onu sabaha kadar sevse, yeter demez. Leyla, hareket eden her şeye karşı ilgili. Televizyonda bir top dahi olsa, onu almak için televizyonun içinden geçmeyi keşfedebilir, yakındır 😊  

  Kahveyi ve çiçekleri çok seviyorsunuz. Hangi kahve sizin için daha güzel, özel bir tercihiniz var mı?

   Ben biraz bana yeter ki kahve olsunculardanım. Ama yazın ice latte çok severim. Kışın ise latte veya filtre kahve. 

 
    Çiçeklere de ne kadar özen gösterdiğinizi biliyorum. Özellikle kaktüs seviyorsunuz sanırım. Tabii ki her çiçek farklı ama küçük tüyolar alabilir miyiz? Çiçek yetiştirirken nelere dikkat etmeliyiz?

   Her çiçeğin ihtiyaç duyduğu bakım farklı oluyor. Ancak kaktüsler için konuşmak gerekirse geçirgenliği yüksek toprak ve az su ile çok yol alabilirsiniz. Güneşi çok sever, ne kadar güneş o kadar yavru diyebiliriz hatta. Ama su sevmedikleri, yazın su ihtiyaçları olmadığı anlamına gelmez. Genel olarak formunu kontrol ederek su ihtiyacını değerlendirmek de mümkün. Ben genelde küçük kaktüsler alıp kendim büyütmeyi, yavru almayı seviyorum. 

  En sevdiğiniz şarkı, film hangisi?

 En sevdiğim şarkı Coldplay’in Yellow şarkısı olabilir. Tınısı, melodisi beni gerçekten rahatlatıyor.  En sevdiğim film Esaretin Bedeli 😊

Kendinizi birkaç kelimeyle tanımlar mısınız?

Duygusal (iyi ki), inatçı, hayal gücünü seven, iflah olmaz bir çay ve kahve tüketicisi 😊 evet, bununla birlikte de tam bi oğlak burcu!

 
    Hayatta en önem verdiğiniz şey nedir? En çok keyif alarak yaptığınız şey nedir?

   En önem verdiğim şey güven. İnsanlara güvenmek konusunda çok zorlanan biri olduğumu söylemem. Aslında kimsenin tahmin etmediği duvarlarım vardır fakat genel anlamda iletişime açık biriyim. Ancak güvenim bir kez kırıldığında, bir kez hayal kırıklığına uğradığımda ikincisi kesinlikle olmaz. Bu nedenle güven; her şeydir. 
En çok keyif alarak yaptığım şeylerden biri punch olabilir. El işi yapmayı çok severim. Uğraş verip sonucunda güzel şeyler ortaya çıkarma hissi gerçekten çok güzel. Ayrıca blog yazmak, bu kesinlikle nefes aldığım, açılan camdan ciğerlerime doldurduğum temiz hava hissini uyandırıyor bende. 

       Sabahları nasıl uyanırsınız? Sinirli misiniz, sakin misiniz?

   Ah, bu çok değişken. Genelde sakin ve mutlu uyanırım ama bir yere yetişmem gerekiyorsa veya yapmam gereken işler varsa dakik biri olan benim için sabahlar biraz daha aceleci ve buna bağlı stresli geçebiliyor. Ancak evdeysem, sıradan bir güne uyanıyorsam… İşte o gün güneşi bile selamlarım😊 

     
     En sevdiğiniz film repliği ve kitap alıntısını sormak istiyorum.

Kitap alıntısını Dostoyevski’nin Suç ve Ceza kitabından yapmak istiyorum: 

‘’Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!’’

Bu söz beni çok etkiler… Çok derin, birçok duruma ve şarta uygun, zamansız sözlerden biridir… 

Repliği ise Esaretin Bedeli’nden yapalım: 

"Ölmek mi istiyorsun? Git o zaman at kendini denize. 5 saniye sonra hayatta kalmak için çırpındığını fark edeceksin. Sen kendini öldürmek istemiyorsun! Sen içindeki bir şeyleri öldürmek istiyorsun…"

 
   Sosyal medyayı da aktif kullanıyorsunuz ve seviyorsunuz. Güzel paylaşımlarınız var. Özellikle kitap paylaşımlarınızı çok seviyorum. Kendinizi çok doğal yansıtıyorsunuz. Paylaşımlarınızı planlı mı, içinizden geldiği gibi mi yapıyorsunuz?

  Çok teşekkür ederim, o sizin bakışınızın inceliği 😊 Ben aslında genel anlamda her platformu içimden geldiği gibi kullanırım. Blogda bir yayın paylaşmak istiyorsam, paylaşırım. Saati, zamanı, bir önceki yayınımla arasındaki zaman hiç önemli değildir benim için. Aynı durum İnstagram için de geçerli. Bir fotoğraf çekerim, hoşuma gittiyse anında yüklerim! Dolayısıyla, plansız olduğum tek nokta sosyal medya hesaplarım olabilir 😊 burada görev bilincinden ziyade, dünyadan uzaklaşıp rahatladığım bir alan, bir ajanda oluşturmak amacım… Bu nedenle her şey içimden geldiği gibi ilerliyor.


  Hayatı rahat ve keyfini çıkararak yaşamayı seviyorsunuz. Hayata dair düşüncelerinizi genel olarak öğrenmek isteriz.

  Bu aslında cevaplanması zor bir soru benim için… Bunun kısa, belli başlı bir cevabı var mıdır bilmiyorum ama yaşamayı seviyorum. Bir daha tekrarı olmayacak bir hayatı mümkün mertebe duygularımla hissederek yaşamaya özen gösteriyorum. Bazen duygusallığıma atıf yapanlar oluyor, açıkçası halimden çok memnunum. İnsan olarak bizi diğer canlılardan ayıran yanımız, duygularımız. Üzülmemiz gereken yerde üzülmek, sevinmemiz gereken yerde ise sevinmek bizi biz yapan nokta. Benim için duyguların kullanımı, duyguların hissi son derece önemli. Aynı dili konuşmak değil ama aynı duyguları paylaşmak önemli… Hayattaki her anın, her olayın ve hissettiğim her duygunun tadını çıkarıyorum. Bazen düşüyorum, bazen 

 
    Hangisini diğerine tercih ederdiniz? '' Ama'' kelimesiyle başlayan cümleleri mi? ''Keşke yapmasaydım'' kelimesiyle başlayan cümleleri mi? 

  Buna biraz farklı  bir cevap verebilirim aslında. Ben keşkelerimi ama ile tamamlıyorum. Evet, keşke yapmasaydım dediğim şeyler var, ya da keşke başıma gelmeseydi dediğim şeyler… Fakat bu cümleleri; ama bundan sonra böyle şeyler yaşatmayacağım kendime diyerek tamamlıyorum. Buradaki ince çizgi zannediyorum ki ölçü. Her şeyi ölçülü olarak hayatımıza uyarlamak… Yoksa keşkelerin ve amaların olmadığı bir hayat, zor.

  Marka olsaydınız sloganınız ne olurdu? 

     Sev, hisset ve yaşa! 
     Evet, kesinlikle bu olurdu. 

 
  Son olarak hayat mottonuz olan bir söz bırakabilir misiniz?

Gözyaşı ile kahkahalar arasındaki tüm o duygular, yaşadığını gösteriyor… Gerçekten yaşadığını! 

 Bu sözü mottom olarak belirlemiş olabilirim. İnsan ağlar, güler, sevinir, üzülür, heyecanlanır, kızar… Bunlar duyguların ve insan olmanın bir parçası. Ve bu hayatı yaşayanlar, hissetmeyi bilenlerdir bence. O yüzden gerçekten yaşadığım için mutluyum. Bazen duyguların çok fazla sorgulandığını, geçici hislere çok fazla anlamlar yüklendiğini görüyorum. Biz robot değiliz; bu duyguları yaşamak bizim bir parçamız. Bazen her şeyin altında bir sebep aramamak lazım. Beden ve psikoloji öyle bir şey ki, hiç tahmin etmediğiniz anda tahmin etmediğiniz biçimde hiç düşünmediğiniz olaya karşı kendini arındırmaya, içindekileri kusup ferahlamaya odaklanabiliyor. Duygularımın sorgulandığı hiçbir yerde durmuyorum bu nedenle kendimi ve duygularımı çok seviyorum.

  Biz sizinle röportaj yaptığımız için çok mutlu olduk. 
Değerli vaktinizi ayırıp sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ederiz. 

Çok keyifli bir röportaj oldu. Başarılarınızın devamını diliyoruz ve hayatın size hep gülmesi dileğiyle:)

  Kıymetli teklifiniz için ben sizlere teşekkür ediyorum, benim için cevaplaması son derece keyifli bir röportaj oldu 😊


  Umarım keyifle okumuşsunuzdur, tatlı bir müzikle hoşça kalın diyoruz😊






We G o o g l e We Blogger

Ece Gamze Yazar: | BF-Moderatör
Yazar Hakkında; Neşeli, pozitif ve enerjik biriyim. Kitapsız ve filmsiz bir hayat düşünemiyorum. Gülümseme ve iletişim hayatta en önem verdiğim şeyler:)

13 Yorum Yapılmış

Dikkat Son yapılan yorum en üstte olur.
Dikkat Yorumlara resim ekleyebilmek için[img]https://sngcl.com/bf/img/imgurlimg.gif[/img]kodunu kullanın.
Dikkat Yorumlara video ekleyebilmek için[img]https://sngcl.com/bf/img/yturlyt.gif[/img]kodunu kullanın.
Dikkat Reklam amaçlı linki bırakmak, hesabınızın geçici olarak engellenmesine sebep olur.

:)

;)

:D

:(

=(

:@

:X

:O

:P

:F

:Y

:A

<3


:T

:H

  1. Tanıdığımız bir blog:) Güzel bir röportaj olmuş, emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Röportajı beğenmene sevindim, çok güzel yazıları olan bir blog😊
      Yorumun için çok teşekkür ederim😊

      Sil
    2. Canım Gamze,

      Nazik roportaj davetin için çok ama çok teşekkür ederim canım. Gerçekten çok mutlu oldum ve soruları büyük bir keyifle cevapladım. Ve hatta biliyorsun yayımlanacağı günü de iple çektim :))) emeklerinin hakkı ödenmez, bu süreçteki anlayışın da çok değerliydi benim için. Bu vesileyle hem bu güzel davetin için ve emeklerin için (ki çok fazla mesai harcıyorsun böyle güzel birleştirici etkinlikler için) hem de seninle birlikte Sinan'a teşekkür ederim. Nice basarılı güzel islerinize insallah!

      Sil
  2. Ya çok tatlı bir röportaj olmuş , yeni bir blog ile tanışmış oldum sayenizde teşekkürler, bir küçük eleştirim olacak bloglarda blogger izleyiciler kutucuğu olmayınca ben takip etmeden çıkıyorum arkadaşımızın cevapları çok tatlı ve samimi hissettirdiği için uğraşıp okuma listeme ekledim vakit buldukça ziyaret de etmek isterim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize çok sevindim. Ne güzel, röportajlar arkadaşlarımızı tanımamıza yardımcı oluyor, ben de çok severek ve keyif alarak yapıyorum. Melopeonia çok tatlıdır😊

      İzleyici butonunu diyorsunuz, bazı arkadaşlarımız ekliyor, bazı arkadaşlarımız eklemek istemiyor. Yorumunuzu görecektir mutlaka😊 Bu arada fırsatınız olursa diğer röportajlarımıza da bakmanızı isterim😊
      Yorumunuz için çok teşekkür ederim😊

      Sil
    2. vaktim oldukça okuyacağım , arada işlerden zihnimi daha pozitif köşelere çekebilmek için kaçıyorum resmen bloglara :)

      Sil
    3. Ne güzel yapıyorsunuz, her zaman bekleriz😊 Size kurabiye ve çay ikram edeyim🍪☕😊

      Sil
    4. Sevgili Gwen, cevaplarım için yaptığın kıymetli yorum ve takip edebilmek adına verdiğin uğraş için çok ama çok teşekkür ederim <3 blog takip kutusunu ben açıkçası bilerek kaldırmadım, kullanmış olduğum temanın ana yüzünde ne yazık ki takip bölümü yok. Sağ ve son panellerde yer alan gadgetler yalnızca yayımlanmış yazıyı açtığında görünüyor. Benimki bilinçli bir tercih değil, benim gibi temasından dolayı anasayfada takip kısmı olmayan arkadaşların butonları için herhangi bir yazıyı açmak gerekiyor maalesef (evet, ne yazık ki ekstra uğraştırıcı) bunun için temayla ilgili ne yapabileceğime bakacağım daha sonra. Tekrar nazik yorum ve takip için sonsuz teşekkürler!! <3 <3 <3

      Sil
  3. Tanımadığım bir blog yazarıydı. Oysa eskilerdenmiş de. Blog ismi çok tatlı. Kendisini tanıdığıma memnun oldum :F

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melopeonia eskilerden, yazıları çok güzeldir 😊 Yorumun için çok teşekkür ederim😊

      Sil
    2. Çoook teşekkür ederim! Ben de çok memnun oldum <3

      Sil
  4. Sizleri tanımak sizlerle röportaj yapmak çok güzeldi :)

    Ben daha önce sizin bloğu görmemiştim ve yeni tanışmamıza çok sevindim. :)

    Hiç pes etmeden yazmaya devam :) :T
    Buralara hep bekleriz :) :T

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) evet, var gücümüzle yazmaya devam diyelim! :-D

      Sil