.jpg)
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben İlkay. Neptünlü Cadı bloğunun yazarıyım. Temel şeylerden bahsetmem gerekirse, İzmirliyim ve Türkçe Öğretmenliği bölümü mezunuyum. Okumayı, izlemeyi, dinlemeyi ve tüm bunları anlatmayı çok severim. Bu nedenle de burada, aranızdayım😊
Bloğunuzu açmaya nasıl karar verdiniz? Blog isminizi nasıl buldunuz? En sevdiğiniz bloglar hangileri?
Hımmm, sanırım bu biraz uzun bir yanıt olacak…
Neptünlü Cadı benim aslında ikinci bloğum. Bundan önce 2015-2023 yılları arasında yazdığım başka bir bloğum daha vardı. Beni oradan da tanıyanlar vardır diye düşünüyorum ancak diğer bloğumun adını vermeyeceğim. Çünkü maalesef kötü bir olay nedeniyle bloğumu kapatmak durumunda kaldım.
Şu an yazmakta olduğum Neptünlü Cadı bloğunu ise 2023 yılının haziran ayında açtım ve ara vermeksizin bugüne kadar yazdım. Ergenlik yıllarımdan beri blog yazıyorum. Bu nedenle blog yazarlığından ayrı kalamadım sanırım.
Bloğumun ismine o zamanki balığımla karar verdik. :) Eski bloğumu sildikten sonra bir daha blog yazmayı düşünmediğimi söylesem de, içten içe bu ortamı özlüyordum. Belki daha ileride yeniden yazabilirim diye düşünüyordum. Yine böyle, bir şeyleri anlatmaya ihtiyaç duyduğum bir anda aklıma acaba yeni bloğuma ne isim koyardım sorusu gelmişti. Balığımı izlerken, acaba kendime yeni bir dünya oluştursam yani yeni bir blog açsam, ismi ne olurdu diye düşünmüştüm.
Neptün, Dünya gibi mavi bir gezegen. Ama daha masalsı, daha hayali bir görünümü var. Ayrıca bizden çok çok uzakta ve ona dair elle tutulur veriler çok da net değil. Öte yandan Neptün, mitolojide denizle bağlantılı bir gezegen. Denizi, gökyüzünü ve maviyi çok severim. Aynı zamanda, her ne kadar astrolojiden pek anlamasam da, Neptün gezegeni astrolojik olarak hayalleri ve bilinçaltını simgeliyor diye biliyorum. Ben de genelde kişisel yazılarımı bilinçaltımda birikenleri dışa vurarak yazarım. Bu nedenle Neptün gezegenini seçtim ve bu nedenle, balığım bana biraz ilham oldu diyebilirim.
Cadılar küçüklüğümden beri ilgimi çeken fantastik karakterlerdir. Her ne kadar filmlerde ve hatta çizgi filmlerde cadılar çirkin, yaşlı ve kötü karakterler olarak işlenseler de, tarihte cadı olarak damgalanan nice kadın aslında dönemine göre bilge olan şifacılardı. Bu kadınlar bazen sadece kadın oldukları için dışlandılar, ötekileştirildiler, taşlandılar ve hatta yakıldılar. Ben, ne olursa olsun içimden geçenleri yazıyorum ve söylüyorum. Cadıları da bu nedenle seviyorum. Tabii iyi cadıları, şşşş😊
Aynı zamanda kurgusal karakterlerden de sevdiğim bazı cadılar var. Küçüklüğümden beri Harry Potter hayranıyımdır. Seride geçen kurgusal okul Hogwarts’a (Cadılık ve Büyücülük Okulu) gitmek çocukluk hayalimdi. Ayrıca Hayao Miyazaki’nin bir filmi olan Küçük Cadı Kiki (Kiki's Delivery Service) çok sevdiğim bir filmdir ve filmin ana karakteri Kiki de kendisi olmayı öğrenen ve kendi yeteneklerini keşfeden bir cadıdır.
Neptünlü Cadı’nın hikayesi bu olsa da, üstüne uzun uzun düşündüğüm bir isim değildi. Bu ismi daha çok instagram profilim için kullanmayı düşünmüştüm ancak sonra blog başlığım ve nihayetinde site adım oldu. Yine benim için kademeli olarak değişen ve anlık kararlarla şekillenen bir süreç oldu isim koyma süreci de diyebilirim. Bloğumu açmaya aslında bulutları izlerken karar vermiştim. Gün batımının kızıla çalan tonları bana ilham vermişti. Blog linkimi de buna uygun almıştım ancak yine yaşanan talihsiz bir durumdan ötürü, alan adı alarak ve o linki devre dışı bırakarak blog yazma serüvenime devam ediyorum. Bu alan adına geçiş sürecinde bana yardımcı olan Blog Forum yazarlarından Sinan Bey’e (Saylo’ya) tekrardan çok teşekkür ederim.
En sevdiğim bloglar için şudur diyemeyeceğim maalesef. Samimi bulduğum her bloğu severek okurum.
Yazı yazmanın size hissettirdiği duygular? Yazı yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Yazmak benim hayatımın hep bir parçası olmuştur. Tıpkı okumak gibi. Küçükken sınıf öğretmenimin verdiği konulardan hareketle çeşitli öykü yazma denemelerim olmuştu. Bunu söylüyorum, çünkü çok ciddiye alırdım. Ortaokuldayken şarkı sözü yazarlığına merak salmış, birkaç komik girişimde de bulunmuştum.
Lisenin ilk yılından beri günlük yazıyorum. Günlük ve blogla başlayan yazma maceram; pek de başarılı olmayan şiir denemelerim ve kafası karışık öykü ve masallarımla devam etti. Her ne kadar yazmayı çok sevsem de, tam bir metin yazamadım şimdiye kadar.
Yazmak benim için bir tutku diyebilirim. Yazarken hissettiğim hislere benzer bir hissi hiçbir şeyde hissetmedim. Sanırım en çok da yazma eyleminin kendisini seviyorum ben. Dış dünyada gördüklerimi kendi kelimelerimle ifade etmeyi ya da ifade etmeye çalışmayı. Yazmak benim için bir çeşit tercüme işi bile diyebilirim. Sanırım tam da bu nedenle, his ve düşüncelerimin tam bir tercümesini yapma kaygım nedeniyle, bugüne kadar yazdığım veya tasarladığım bir kurguyu nihayete erdiremedim. Bir gün o da olur umuyorum ki.
Siz de benim gibi kitapları uzun uzun anlatmayı seviyorsunuz. Kitap sevginiz ne zaman, nasıl başladı?
Bir önceki soruda da söylediğim gibi, yazmak kadar okumak da bir tutku benim için. Kitapları hep sevmişimdir. Her ne kadar artık hayal meyal hatırlasam da, okumayı bilmeden evvel bile kitapları severdim. Ailemde benim kadar okuyan yoktur. Aslında çevremde bana okuma açısından örnek olacak biri de yoktu. Kendi içimde bir çeşit okuma sevgisi vardı ve bu sevgiyi ilkokul öğretmenim de ilgisiyle büyütmüştü. Öğretmenim okuduğum kitaplar, yazdığım minik öyküler için beni yüreklendirir; beni karne zamanları günlük, okuma kitabı gibi hediyelerle ödüllendirirdi. Ödül almak vs bir yanaydı da, o zamanlar küçük bir kız olarak beni en çok mutlu eden şey, öğretmenimin bu kitap ve defterlerin içine iliştirdiği minik notlardı. O notlar bugün bile beni gülümsetir ve duygulandırır.
Blog yazmak konusunda bana motivasyon veren şeylerden biri de kitap yorumlarımdır. Bir kitabı okuduktan sonra onun hakkındaki fikirlerimi mutlaka ifade etmeliyim. Yoksa, belki tuhaf ama, o kitabı tam olarak okumuş gibi hissetmiyorum. Aslında kitap yorumlarımı detaylı yazma nedenim de bu. Biraz da yazma, yani anlatma, yoluyla anlıyorum.
En sevdiğiniz yazar ve kitap? Ne tür kitaplar okursunuz?
‘’En’’ sorularını yanıtlamakta hep kötüyümdür. Ama sanırım basit ama felsefesi olan kitapların yüreğimdeki yeri başka oluyor. Alice Harikalar Diyarında ve Oz Büyücüsü kitapları en sevdiğim kitaplardandır.
Şimdi en sevdiğim kitaplar deyince çocuk kitaplarını söyledim ve evet çocuk kitaplarını okumayı da genel olarak severim ama ben aslında beni düşündüren kitapları okumayı seviyorum. Bir kitap en başta anlatımıyla beni heyecanlandırmalı, bana ilham vermeli. Böyle olduğunda o kitap benim için iyidir. Zaten bir yerden sonra bir kitabı okurken artık yazarının ‘’nasıl’’ anlattığı kısmının beni daha çok heyecanlandırdığını merak ettim. Yazmaya gönül vermiş biri için okuma yaparken bu duruma dikkat ederek okuma yapmasının da önemli olduğunu düşünüyorum. Kendi sesini nasıl çıkarabileceğini keşfetmek için.
Bloğunuzda kısa öyküler de yazıyorsunuz. Bence çok güzel yazıyorsunuz. Kitap çıkarma gibi bir düşünceniz var mı?
Aslında eski bloğumda daha çok öykü yazıyordum. Bu bloğumda da yazdığım birkaç seri vardı ama sonra yayından kaldırdım. Çok da üstüne düşünmeden, anlık ilhamlar ve hislerimle yazdığım için sildim diyebilirim. Bu arada öykülerime yaptığınız yorum için çok teşekkür ederim, beğenmenize çok sevindim.
Kitap çıkarma düşüncem, çocukluk hayalim benim. Ama yıllar geçtikçe, her ne kadar genç olsam da, bu hayal soluk bir hal aldı benim için. Yine de belli olmaz. Belki bir gün benim de kitaplarım olur.
Gökyüzünü, bulutları, doğayı çok seviyorsunuz. Çektiğiniz fotoğraflardan gelen yansımalar çok güzel. Doğaya olan sevginizden söz edebilir misiniz biraz? Ayrıca tarota ilgi duyuyorsunuz. Tarota olan ilginiz nasıl başladı? Biraz uzun bir soru oldu ama sizi daha yakından tanımak istiyoruz.
Gökyüzüne aşığım. Gerçekten bu zamana kadar yüzlerce bulut fotoğrafı çekmiş olabilirim. Ben asla bıkmıyorum ama instagram ve blogda gökyüzü temalı paylaşımlarımdan belki takipçilerim bıkmışlardır. :) Çünkü çok paylaşıyorum. Çünkü… gökyüzü bana ilham veriyor. Bazen hislerimi gökyüzü yoluyla ifade ediyorum. Bazense hislerim, gökyüzünü izlerken oluşuyor. Sizin çektiğim fotoğrafları beğenmenize ise çok sevindim, teşekkür ederim.
Küçükken anneannemlerin bahçesinde çok zaman geçirdim. Belki de bu sevgi, küçük bir kızken ruhuma işlemiştir.
Tarot ilgim üniversiteye geçtiğim yıl başlamıştı. Önceden, ilginçtir ki, tarot hakkında bilgim olmadığı gibi ilgim de yoktu. Hatta küçümserdim bile diyebilirim. Sonra, tarot çizimlerini ilham verici bulduğumu fark ettim. Aslında her ne kadar günümüzde korkunç veya gizemli bir ambiyans eşliğinde tarottan bahsedilse de; tarot özünde kahramanın yolculuğu dediğimiz öyküyü anlatır.
Budala sıfırıncı karttır tarotta ve tüm o kartlar aslında Budala’nın öyküsünü resmeder. Tarot bir çeşit enerji işidir bu doğru. Ama tarot gaipten bilgi vermez. Ben işin daha çok kişisel gelişim ve dediğim gibi kart tasarımlarının ve karttaki simgelerin anlam ve öykülerinin verdiği farkındalık ve daha çok da ilhamındayım diyebilirim. Tarot benim için bir çeşit hobi.
Türkçe Öğretmenliği okuyorsunuz. Bu bölümü tercih etme sebebiniz kitaplara olan sevginizden mi kaynaklanıyor? Tamamen başka bir sebepten dolayı mı seçtiniz?
Türkçe Öğretmenliği bölümünü liseye giderken de düşünüyordum. Açıkçası kazanacağıma çok emin olduğum bir bölümdü. Çünkü sözel derslerim ve sınavdaki netlerim hep çok iyiydi. Başka bölümler de aklımda vardı ama bu bölümü kazanacağıma çok ikna olduğumdan mı bilmem, aklımın bir köşesinde hep vardı ve zaten üniversite tercihlerimde de ilk sıralara yazmıştım.
Bu bölümü isteme nedenim de evet edebiyata ve aslında dile olan ilgi ve sevgimden kaynaklanıyor. Türkçe Öğretmenliği deyince çoğu kişi bölümün içeriğini varsayımlarından yola çıkarak düşünür. Yani eminim ki bu yazıyı okuyan çoğu kişi de bu bölümün içeriğinin edebiyattan ibaret olduğunu düşünüyordur. Ben de üniversitenin ilk yıllarındayken keşke böyle olsa diye düşünürdüm. Daha çok kitap okusak… Evet kitap da okuduğumuz oldu ama nihayetinde, bu bir dil bölümü özünde. Ana dili bölümü. Yani aslında burada biz dili inceledik hep. Ben Osmanlı Türkçesi, Eski Edebiyat içerikli (divan edebiyatı şiirlerini incelerdik) dersler de aldım; dil bilgisi dersleri de (ki bu belki de okulumdan kaynaklıydı bilmiyorum ama bu dersler çok detaylıydı). Aynı şekilde her öğretmenlik bölümünün aldığı öğretmenliğe dair dersler ve benim branşıma özgü olan dört temel dil becerisi (okuma, yazma, dinleme, konuşma) özelinde nasıl öğretim yapılacağına dair ayrı ayrı dersler de aldım. Tabii üniversite yıllarımın yarısının pandemide geçmesi aşırı tatsız ve talihsiz bir olaydı… Ancak yine de okuduğum bölümün beni kişisel açıdan da geliştirmiş olduğuna inanıyorum.
Bu bölümü dile olan ilgim nedeniyle seçmiştim. Beklediğimi çeşitli açılardan buldum, çeşitli açılardan bulamadım ama yine de güzel bir süreçti benim için.
En sevdiğiniz kitap, film ve şarkı hangisi?
En’li soruları yanıtlamada pek iyi değilim dediğim gibi ancak yine de yanıtlamaya çalışayım😊
Kitap: Alice Harikalar Diyarında
Film: Amelie
Şarkı: Nostaljik hissettiğim her şey (seçemedim maalesef çünkü çok değişiyor)
Kendinizi birkaç kelimeyle tanımlar mısınız?
Bu daha da zor bir soru😊
Tutkulu, heyecanlı, kapalı kutu😊
Hayatta en önem verdiğiniz şey nedir? En çok keyif alarak yaptığınız şey nedir?
Yazmak sanırım. Kendimi uçuyormuşçasına özgür hissediyorum yazarken.
Sabahları nasıl uyanırsınız? Sinirli misiniz, sakin misiniz?
Bu gerçekten çok değişiyor. O dönemdeki düşüncelerim sabahki modumu çok etkiliyor. Bazen yeni bir güne başlamayı keyifli bulurum, bazen yataktan bile sürünerek kalkarım.
En sevdiğiniz film repliği ve kitap alıntısını sormak istiyorum.
‘’Evet küçük Amelie. Senin kemiklerin camdan değil, hayattan darbe alabilirsin. Ama bu şansı kaçırırsan eğer, senin kalbin de benim iskeletim kadar kuru ve kırılgan hale gelecek. Haydi o zaman, ne bekliyorsun tanrı aşkına!’’ (Amelie, 2001)
Dindinha bir seferinde mutluluğun “yüreğimizde parlayan bir güneş” olduğunu söylemişti. Güneş her şeyi mutlulukla aydınlatıyordu. Eğer bu doğruysa, her şeyi güzelleştiren şey göğsümde pırpır eden yüreğimdi… (Şeker Portakalı, José Mauro de Vasconcelos)
Müzik dinlemeyi, dinlendirici müzikleri seviyorsunuz. Müzik seçimlerinizde ne etkili oluyor?
Aslında müzik zevkim o kadar karman çormandır ki… O anki ruh halime ne uyarsa onu dinliyorum. Ama en sevdiğim parçalar hep enstrüman kısmı başarılı olan ve içimde bir noktaya dokunabilen parçalardır.
Hayatı farklı şekilde keşfediyorsunuz. Hayata dair düşüncelerinizi genel olarak öğrenmek isteriz.
Hayat hakkında küçük yaşlarımdan beri gereksiz denebilecek bir düşünme halindeyim. Bu da bana kendimi yalnız hissettirmiştir. Sanırım artık bunun çok da önemli olmadığını fark ediyorum. Hayat yaşanılacak bir şeydir, üstüne düşünülecek değil. Ulaştığım sonuç bu.
Hangisini diğerine tercih ederdiniz? '' Ama'' kelimesiyle başlayan cümleleri mi? ''Keşke yapmasaydım'' kelimesiyle başlayan cümleleri mi?
Ben ama kelimesini çok kullandım. Ama, cümlenin anlamını değiştiren bir bağlaç. Kendime bahaneler sıralarken kafamı karıştırmak için sıkça kullanırım:) Keşkelerim ise… Herkesin keşkesi vardır diye düşünüyorum. Önceden keşkelerime acımasızca yaklaşırdım ama bu daha da çok keşke doğurmaktan başka bir şey yapmadı hayatımda. Sanırım biraz garantici ve aslında korkak biriyim. En büyük keşkelerim, çok istediğim halde kendimi geri tuttuğum anlardadır. Birkaç tane böyle an’ım var.
Marka olsaydınız sloganınız ne olurdu?
Başkası olma, kendin ol; böyle çok daha güzelsin:)
Son olarak hayat mottonuz olan bir söz bırakabilir misiniz?
Bu, zaman içinde hep değişti benim için. Muhtemelen de ben yaşadıkça, deneyimledikçe ve öğrendikçe değişmeye devam edecektir. Ancak şimdilerde şu sözü yüreğime yakın tutuyorum: Her şey mümkün.
Biz sizinle röportaj yaptığımız için çok mutlu olduk.
Değerli vaktinizi ayırıp sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ederiz.
Çok keyifli bir röportaj oldu. Başarılarınızın devamını diliyoruz ve hayatın size hep gülmesi dileğiyle:)
Asıl ben teşekkür ederim röportaj teklifiniz için. Çok keyif alarak yanıtladım soruları. Çok selamlar, sevgiler.
Umarım keyifle okumuşsunuzdur, tatlı bir müzikle hoşça kalın diyoruz😊
We G o o g l e | We Blogger |
![]() |
Yazar Hakkında; Neşeli, pozitif ve enerjik biriyim. Kitapsız ve filmsiz bir hayat düşünemiyorum. Gülümseme ve iletişim hayatta en önem verdiğim şeyler:) |
Güzel bir röportaj oldu ve tekrardan çook teşekkür ederim :F de yazı okuma listesine düşmemiş haber vereyim
YanıtlaSilBlogger biraz güncelleme yapıyor o yüzden geç düşebilir. :(
SilAma feed adresi üzerinden görünüyor ve google üzerinde index var sorun yok :)
[img]https://i.hizliresim.com/ox4vwt0.jpg[/img]
Evet muhtemelen ondan olmuştu. Şimdi sorun yok, listeye düşmüş :T
SilBiz teşekkür ederiz 😊
SilÇok güzel bir röportaj oldu. Bizleri kırmayıp soruları yanıtladığın ve katıldığın için teşekkür ederiz. :) Ayrıca benden de bahsetmişsin rica ederim İlkay elimden geleni yaptım ve başardım sanırım. :) :T
YanıtlaSilBlog ismini bulma tarzını da çok sevdim çok açıklayıcı olmuş :) :T
Amelie filmini izlemiştim çok güzeldi :)
Kapalı kutu ama kutudan ne çıkacağı bilinmez gibi olmuş :) Benim gördüğüm kadarıyla o kapalı kutuda yine sevgi dolu huzurlu bir kişilik var :) :T
"Başkası olma, kendin ol; böyle çok daha güzelsin" sloganı da çok iyi :)
Müzik konusunda senin gibiyim bende :)
Tekrardan teşekkür ederiz :) :T :F :Ç
Ben teşekkür ederim. Severek yanıtladım soruları. :)
SilBöyle bir izlenim bıraktığıma çok sevindim teşekkür ederim :F :Ç
rybak, murakami, aomame :) balık, bulut, yıldız, cadı, neptün :) sırıta sırıta keyifle okudum :)
YanıtlaSilMini bir özet <3
SilYorumun için çok teşekkür ederiz @deeptone😊
SilDeep hoş gelsin :) Arada uğra buralara görünmüyon hiç :D :T :Ç
SilKeyifle okudum sevgili İlkay'ı. Başarıların daim olsun. 🧿⚘️🤗
YanıtlaSilTeşekkür ederimm :F
SilYorumunuz için çok teşekkür ederiz @yıldız😊
SilÇok keyifli bir röportaj olmuş tam da bloğunu okuyup yorum yaptıktan sonra buraya gelip karşılaşmak tatlı oldu :) elinize sağlık severek takip ediyoruz efenim
YanıtlaSilNe güzel bir karşılaşma olmuş😊 Röportajı beğenmenize sevindim😊
SilYorumunuz için çok teşekkür ederim😊
Teşekkür ediyorum :F
Silbir nedenden ötürü deyince anladım kim olduğunu, o dönem instagram üzerinden konuşmuştuk hatta. gittiği için çok üzülmüştüm meğersem neptünlü cadı o arkadasımızmıs, sebepsiz cok sevindim şuan :) iyi ki gelmiş. ayrıca isim de harika olmuş. hiç gitmemek üzere hoşgeldin canım <3
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim😊
Sil